Ben Morita(20140602 18:00)

(注 日本語を読まれるみなさま。この記事は「明日に向けて(859)チェルノブイリ原発事故でトルコ黒海側も激しく汚染された!(トルコ・シノップデモから)」のトルコ語版です。翻訳をしてくださったのはシノップからの報告記事を書いてくださったプナールさんです。どうか周りでトルコ語のできる方にお回しください!)

Bir ay kadar önce Türkiye’de Çernobil’in yıldönümü olan 26 Nisan günü Türkiye’de de çeşitli şehirlerde nükleer karşıtı eylemler yapıldı. Japonya’nın nükleer santrali inşa etmesi sözkonusu olan Sinop’ta 10 bin kişi toplanarak çok büyük bir eylem gerçekleştirildi.

Bu eylemin en çok vurgulamaya çalıştığı Karadeniz’in Çernobil Nükleer santral kazasından fazlasıyla etkilendiği ve özellikle Karadeniz sahil şeridindeki şehirlerde sağlık koşullarının nasıl bozulduğu vurgulandı . Eylemde yapılan miting konuşmalarında 「ölüm yaş ortalamasının 74 ten 58’e düştüğü gibi şok edici ifadeler yer aldı .Bu da Türkiye insanının Çernobil’den fazlasıyla etkilendiğini açıkça ortaya koyuyor . Bugünlerde ben sıklıkla Çernobil’in Avrupa ülkelerindeki sağlık koşullarına etkisi üzerine düşünüyorum.

Çernobil kazasının etkili olduğu coğrafyayı gösteren haritaların olduğu iki linki aşağıda bulabilirsiniz.

http://www.eu-alps.com/00-info/no-nucler/chernobyl-unep-wiki-map.gifhttp://blog.goo.ne.jp/yoshi_swe/e/40ff41f6ef9ce6da50cffd378d430701

Haritalara baktığınızda göreceksiniz ki bu çalışmayı yapan uzmanlar veya Türkiye Hükümetinin baskıcı tutumu,Türkiye’nin Çernobil nükleer santral kazasından yüksek oranda etkilendiği gerçeğini dikkate almamış, Türkiye harita içine dahil edilmemiştir. Fakat siz bundan sonra Türkiye’nin de Çernobil kazasından büyük ölçüde etkilendiğini ,Türkiye’nin kuzeyinde radyasyona bağlı nedenlerle kanser olan,kalp rahatsızlığı çeken pek çok insanın olduğunu ,acı çektiklerini hatta bir kısmının hayatını kaybettiğini artıkbiliyorsunuz.

Birazdan okuyacağınız 26 Nisan’da Türkiye Sinop’ta Çernobil Nükleer Santralin yıldönümü nedeniyle gerçekleştirilen 10 bin kişilik eylemin detaylarını Türkiye’den arkadaşım Pınar Demircan yazdı .Bu makale aynı zamanda Türkiye’nin internet gazetesi olan Yeşilgazete’de(www.yesilgazete.org) yayınlanmıştır, Pınar kendi makalesini Japonca olarak benimle paylaştı, aşağıda okuyabilirsiniz.

***

26 Nisan 2014 Çernobil Nükleer santral Kazasının üstünden 28 yıl geçmiş,elimizde Türkçe’ye yeni kazandırılmış Uluslararası Hekimler Birliği’nin Almanya şubesince hazırlanan Çernobil Nükleer Felaketinin İnsan Sağlığına Etkileri  adlı rapor… ülkemizin benzer bir felakete sebep olabileceğini düşünmekten bile endişe duyuyoruz… 3 yıl önce Japonya’da yaşanılan Fukushima nükleer santral kazasının sonuçları yıllar içinde yavaş yavaş ortaya çıkarken her sene yapılan nükleer karşıtı eylemler bu sene daha bir isyankar… hiç şüphesiz bunda Sinop’a yapılması planlanan nükleer santral için, önce 2013’ün siyasi açıdan en hareketli aralık aylarında Türkiye meclisinde ve ardından da Türkiye’deki yerel seçimlerden hemen sonrasına denk gelen tarihlerde Japonya meclisinde onaylanan   işbirliği anlaşmasının etkisi büyük . Son günlerde medya aracılığıyla Türkiye’yi sarsan Yönetmen Tange dünyayı kirlettikleri ve dahası en yüksek teknolojideki robotların bile yüksek radyasyon sebebiyle bozulabildiği nükleer teknolojiyi Japon hükümetinin ihraç etme kararına istinaden boşuna özür dilemedi …Dolayısıyla bugün Sinop halkının, Mersin halkının, sağlığı ve yaşamı önceleyen tüm Türkiye halklarının yıllardır artış durumunda olan kanser vakalarını, kan kanserini, kalp krizi vakalarını görmezden gelerek Karadeniz halkının acısıyla adeta alay eden, Nükleer santralin kurulması için ÇED Planı dahi ortada yokken 60km2’lik bir alanda ağaç kesiminin gerçekleşmesine yönündeki prosesi işleten hükümete karşı sesini daha güçlü duyurmaya çalışması hiç şarşırtıcı olmadı.

İşte 26 Nisan Çernobil Felaketi’nin Anması için düzenlenen Büyük Sinop Mitingi’ne katılımlar bu duygular içerisinde gerçekleşti. Kafileler Mersin, İzmir, İstanbul, Ankara,Denizli, Kastamonu, Trabzon, Ordu, Giresun, Amasya, Çorum, Samsun, Yalova ve Tunceli’den otobüslerle geldiler . Miting yaklaşık 10 bin kişinin katılımıyla gerçekleşti . Organizasyon, ülkedeki tüm nükleer karşıtı bileşenlerini çatısı altında toplayan Nükleer Karşıtı Platform tarafından başarıyla takip edildi. Yürüyüş Dyojen Meydanı’dan başlayarak “Gölge etme başka ihsan istemem” tadında sloganlarla Uğur Mumcu meydanı’na kadar (yaklaşık 4 km boyunca) sürdü. Topluluklar, genel olarak   Sinop’un doğal güzelliklerine ,günümüzde dünyada ve özellikle Avrupa’da “değer”lendirilen yenilenebilir enerji kaynaklarından hem rüzgar hem güneş açısından avantajlı olduğuna vurgu yapan “Güneş,rüzgar bize yeter! ; Nükleere karşı yaşasın hayat! ; Nükleer Çöplük olamayacağız! ; Susma haykır ,Nükleere Hayır! ; Baskılar Bizi Durduramaz!” sloganlarını kullandı. “Cık deyoz duymayon mu? ” da en ilgi çeken sloganlardandı. Kürsüden yapılan konuşmalarda ise Nükleer Karşıtı Platform Sinop Dönem Sözcüsü Zeki Karataş insan varlığına değil ,tüm canlıların yaşam haklarına vurgu yaptı , içinden radyasyon geçen bedenlere ne olduğunu söylediler mi size? diye sordu . “Çernobil felaketinden sonra ortalama yaşam ömrü 74ten 58’e indi” dedi . Ardından çocukların sağlıklı nesiller halinde hayatlarına devam edebilmelerini dileyerek hükümet yetkililerine seslendi… Bekarlığın nükleerden daha tehlikeli olduğunu dinledik bakanlardan, nükleer santrallerdeki kaza riskinin tüp gaz kazasının riskleriyle karşılaştırıldığını işittik … Böyle bir ülkede kurulacak  nükleer santral endişelendirmeli insanları! Sinop Çernobil olmayacak ! dedi ve “Biz sizden sadece kendi canımızın sağlığını istiyoruz” diyerek sözlerini tamamladı.  Sinop CHP Belediye Başkanı Baki Ergül de kalkınma için nükleer enerjinin şart olmadığına dikkat çekerek ,dünyada özellikle Avrupa’da nükleer santrallerin 2020li yıllar itibariyle kapatılacağının taahhut edildiği,nükleer enerjinin terk edilmeye başlandığı dönemde doğal kaynakları açısından zengin olan Sinop’ta Nükleer santrallerin kurulmasının planlanmasına varana kadar önce   rüzgar ve güneş potansiyelinin değerlendirilmesinin gerektiğini belirtti.

***

Yukarıda detaylarını okuduğunuz 26 Nisan Mitingine dair Belçika’dan gazeteci Arkadaşım Yoko Kawasaki de Pınar ile röportaj yaptı,lütfen okuyun linkini paylaşıyorum ,roportajda miting fotografını da göreceksiniz.

Japonya’nın kendi ülkelerine nükleer santral satmasına karşı Sinop’ta ve Türkiye’nin değer şehirlerinde toplam on binlerce insan yürüdü 「Japonya’nın yaptığı bizim geleceğimizi Çalmak」—konulu röportaj için 9 Mayıs 2014 Gazeteci Yoko Kawasaki

http://financegreenwatch.org/jp/?p=43573

26 Nisan Miting izlenimlerini makaleye yansıtan Pınar daha sonra 13 Mayıs günü meydana gelen Soma maden Kazasını yazdı ,ağlayarak yazdığı makaleyi benimle yine Japonca olarak paylaştı,linkini aşağıda bulabilirsiniz.

Yarına Bakarken(848)Türkiye’de Maden Kazası!kazanın sebebi işçi sağlığı Güvenlik şartlarının sağlanmaması !

http://blog.goo.ne.jp/tomorrow_2011/e/33815c30e09ecd3cc79c304ddc68cc11

Konuyla ilgili ingilizce bir haberi de aşağıdaki linkte görebilirsiniz .

For tomorrow(849) Why such a crucial coal mine accident happened in Turkey?

http://blog.goo.ne.jp/tomorrow_2011/e/0a4426fbcd53c5cdc49c610acf677221

Maden kazasına dair ilgili paylaştığım makale ve haberleri okursanız anlayacaksınız ki bu kaza Türkiye Hükümetinin Çalışma kanun ve hükümlerine uygun kurallar koymaması ve varolan kanun ve hükümlerin uygulanmaması sebebiyle meydana gelmiştir.

Buna rağmen Başbakan Erdoğan「Ölüm madencinin fıtratında var」diyebilmiş,kazayı protesto etmek isteyenlere karşı polise yakalama ve gözaltı emri verebilmiştir. Hatta Başbakan Erdoğan’ın korumalarından biri kazada yakınlarını kaybeden birisine tekme atabilmiştir.

Devletin ihmalinin büyük olduğu kazada doğal olarak hemen her şehirde yürüyüşler ,protestolar düzenlenmişse de halk yine polis eliyle biber gazı ve orantısız güç kullanırlarak dağıtılmaya, eylemler önlenmeye çalışılmıştır .

Türkiye’den Pınar haykırıyor

「Japonya’nın anti demokratik şartlarda yönetilen bir ülkeye nükleer santral pazarlamaya çalışması sadece felaket doğurur. Soma’da Maden kazasının yaşanmaması için asgari şartların dahi sağlanamadığı ülkeye nükleer santral kurulması atom bombasının yaratacağı tehlikeden farklı bir şey değildir.

Aynen öyle!İş güvenliği ,emniyeti anlayışında eksikler bulunan, demokratik hakların dahi kullanılamadığı,polisin her an şiddet saçtığı bir ülkeye nükleer santral kurmamız atom bombası kadar tehlikeli değil midir? … sadece düşününce bile ürküyorum・・・

Böylesine tehlikeli zamanlardan ,dönemlerden geçen Türkiye’ye nükleer santral kurmayalım .Ülkenin içinde bulunduğu şartları gözönüne almadan nükleer teknolojiyi satmaya çalışmak şiddetin ta kendisdir. Hele ki Çernobil kazasında büyük ölçüde zarar gören, kimsenin kabul etmediği kayıtlara geçmeyen acılarına kendi başına katlanan Türkiye’ye nükleer santral kurmak fikrinden derhal vazgeçelim!